-
1 porter
Iv t1 taşımak2 tenir tutmak3 soulever taşımak4 déplacer götürmek5 orienter yöneltmek, yoğunlaştırmak6 donner getirmek◊porter bonheur / malheur — uğur / uğursuzluk getirmek
7 porter plainte contre qqn birini adalete şikâyet etmekIIv i1 porter sur konusu olmak◊Le débat portait sur la justice. — Tartışma adalet konusundaydı.
2 s'entendre loin uzaktan duyulmak3 etkili olmak◊Notre pétition a porté. — Dilekçemiz etkili oldu.
См. также в других словарях:
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük